28 July, 2008
ICEM, Türkiye'de Belediye-İş Sendikası’nın barışçıl protesto yürüyüşünü bastırmak amacıyla güvenlik güçlerinin güç kullanması nedeniyle hükümeti sert bir şekilde kınadı. Sendika, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 10.000 üyesi adına yürütmekte olduğu toplu sözleşme görüşmelerinin sürüncemede kalması nedeniyle aldığı grev kararını Temmuz ayı ortalarında resmen ilgili yerlere bildirdi.
17 Temmuz tarihinde de, 2.000 Belediye-İş üyesi, sendika yöneticileriyle birlikte, alınan grev kararını duyuran pankartı asmak üzere belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Polis biber gazı ve basınçlı su kullanarak yürüyüşe geçen işçileri ve sendika yöneticilerini dağıttı.
Polisin tutumu, 1 Mayıs 1977'de devlet güçlerinin öldürdüğü 37 arkadaşlarını anmak üzere bu yıl 1 Mayıs'ta İstanbul'daki Taksim Meydanı'na çiçek koymak isteyen sendikacılara ve işçilere uygulanan şiddeti hatırlatıyordu.
Belediye-İş'in 17 Temmuz'daki barışçıl yürüyüşünü polis basınçlı suyla engelledi
ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupta, “Polisin barışçıl yürüyüş yapan göstericilere karşı takındığı tutum, hükümetinizin işçi haklarına karşı tutumu konusunda bütün dünyada oluşan izlenimi pekiştiriyor” dedi.
“Türkiye 87 ve 98 nolu ILO sözleşmelerini onaylamış olmasına rağmen, öyle anlaşılıyor ki bu standartlar ne yasal anlamda, ne de günlük yaşamda serbestçe kullanılabiliyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sözleşme masasında ancak yüzde 8'lik bir ücret artışı teklif etmesinin ardından sözleşme görüşmelerinden çekilmesi nedeniyle sendikaca grev kararı alınmıştı. Belediye-İş yüzde 40'lık bir ücret artışı talep ederken, ülkede günlük tüketici fiyatları yüksek enflasyon oranının ötesinde hızla tırmandığı ve de su, ulaşım gibi temel giderlerdeki yükselişin yüzde 35 düzeyinde olduğu ifade ediliyor.